Trabzon'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı dolayısıyla Atatürk Alanında toplanan kalabalığa açıklamalarda bulunan Türk-İş Trabzon İl Başkanı Gökhan Gedikli: “İşçiler, İşsizler,
Gençler, Kadınlar, Emekliler,
Esnaf Kardeşlerimiz, Çiftçiler,
Emekçiler,
Bugün 1 Mayıs;
Bugün İşçilerin BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA Günüdür!
Alanda Bulunan Tüm Emek Dostları
Bugün İşçilerin BİRLİK Günüdür!
Bugün Emekçilerin MÜCADELE günüdür!
Bugün, çalışanların DAYANIŞMA günüdür!
Bugün insanca yaşam ve çalışma şartlarını sağlama kavgasının verildiği, emeğin haklarının, barış ve özgürlük mücadelesinin sürdürüldüğü gündür.
Bugün 1 Mayıs.
1 Mayıs Bayramımız Kutlu Olsun!!!
Değerli Emekçi Kardeşlerim,
Ailemizle birlikte, güven içinde, gelecek endişesi olmadan, huzurlu yaşamak istiyoruz.
Çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakmak istiyoruz.
Kula kulluk etmeden, temel haklarımıza sahip çıkarak yaşamak istiyoruz.
Sendikal örgütlenmemizde kısıtlama, yasaklama, engelleme istemiyoruz.
Vergide ve ücrette adaletin sağlanmasını istiyoruz!!!
Değerli kardeşlerim;
Bugün ne yazık ki emekçinin ücreti daha eline geçmeden tükeniyor.
İşverenlerden alınmayan, affedilen vergiler, işçinin ücretinden hiç vakit kaybetmeden kesiliyor.
Bakın değerli arkadaşlar,
2002 yılında maaşlarımızdan kesilen verginin ilk dilimi brüt 17 asgari ücret iken,
Bugün yani 2025 yılında ise bu rakam asgari ücretin brüt 5 buçuk katına kadar düşmüştür. Yılda 1,5 maaş eksik alıyoruz.
İşçiler vergi yükü altında eziliyor.
Soruyorum size bu hak mı, adalet mi?
TÜRK-İŞ olarak bu konudaki taleplerimizi defalarca dile getirdik.
Artık sabrımız tükendi.
Bir an evvel gelir vergisi konusunda düzenleme yapılmasını bekliyoruz.
Yani çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını sağlayacak düzenlemeler hayata geçirilmeli,
Gidin zenginden servet vergisi alın, evine ekmek götürmek için canını dişine takmış işçinin yakasını bırakın!!!
Değerli Kardeşlerim,
Asgari ücretin yoksulluk sınırının üstünde belirlenmesini istiyoruz. Ne yazık ki asgari ücret Ülkemizde artık geçim ücreti haline gelmiştir.
Bugün Asgari ücret 22 Bin Lira. Siz işçiye yaşama diyorsunuz. Bu rakamla işçinin nefes alması bile mümkün değil.
En düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olmalıdır.
Ekonomideki kötü yönetimin faturası işçiye ve emekliye çıkarılmaya çalışılıyor.
Neymiş efendim işçiye emekçiye zam gelirse enflasyon artarmış.
Yok öyle bir şey.
Enflasyon artmaz korkmayın!!!
Ama şundan korkun,
Bu meydandaki emekçilerin öfkesinden korkun,
Evine ekmek götüremeyen babanın öfkesinden korkun,
Ay sonunu getiremeyen emeklilerden korkun
Bu hak ettiğimiz bir tablo değil.
Kötü yönettiğiniz ekonominin faturasını bize kesmekten de vazgeçin.
Bu ülkenin taşını toprağını satarak servet elde edenlerden tasarruf isteyin, onların harcamalarını kısın ki enflasyon artmasın!!!
Değerli arkadaşlar;
Bütün zor günlerde biz varız,
Depremde biz varız….
Yangında biz varız….
Selde biz varız…..
Yağmurda biz varız….
Heyelanda biz varız….
Karda biz varız….
Pandemide biz varız….
Darbelerin önlenmesinde biz varız….
Bütün zor günlerde BİZ VARIZ…..
Olmaya da devam edeceğiz.
Fakat milli gelirden pay almaya sıra geldiğinde biz yokuz.
Değerli Emekçi Kardeşlerim,
Demokrasi işçilerin can suyudur.
Demokrasi askıya alındığında kaybeden işçiler olur.
Hukukun üstünlüğü ilkesi, biz emekçilerin sürdürdüğü mücadelenin olmazsa olmazıdır. TÜRK-İŞ olarak bu ilkeye hep sahip çıktık. Bizler, bütün işlemlerin hukuk ve demokrasi içinde yürütülmesinden yanayız. Öncelikle masumiyet karinesine ve hukuki sürece herkes saygılı olmalıdır.
Hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde, her türlü görüşün, düşüncenin görsel ve yazılı bir şekilde dile getirilmesi ve dağıtılması için gerekli ortam sağlanmalıdır.
Basın özgürlüğü demokratik yapının güvencesidir.
Şunu herkes bilmelidir ki:
Sendikal örgütlenme, demokrasinin yapı taşıdır.
Değerli Kardeşlerim,
696 sayılı KHK ile taşeron işçilerinin bir bölümü kadrolarına kavuşurken bir bölümü ise kapsam dışı kaldı.
Kapsam dışında kalan kim varsa kadroya geçirilmeli, bu çifte standart ortadan kaldırılmalıdır!!!
Kamuda taşeron işçi olmaz.
Kamunun bütün işleri asıl iştir.
Aynı işyerinde yan yana çalışan, aynı kaptan yemek yiyen işçiler arasında ayrım yapılmaz, yapılmamalıdır.
Son taşeron işçi kadroya geçene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Taşeron işçilik Ülkemizin gündeminden kalkmalıdır.
Ancak halen daha çözüme kavuşmayan meselelerimiz var.
696 sayılı KHK’yla kamu kurumlarının kadrolarına geçirilen işçilerin naklen tayin istekleri karşılanmalı ve aile bütünlüğü sağlanmalıdır.
Pozisyon değişiklik talepleri kabul edilmelidir.
5188 sayılı Kanun uyarınca yetki belgesi yenilenmeyen güvenlik görevlilerinin işten çıkarılması uygulamasına da son verilmesi gerekmektedir.
İş barışının kalıcı olarak sağlanması için, 696 sayılı KHK ile İl Özel İdareleri’ne geçiş yapan, ancak aynı işyerinde aynı işi yapan bu işçilere 52 ilave tediyenin ödenmemesinin yarattığı mağduriyete de son verilmelidir.
Belediyelerde çalışan işçilerin kamu toplu iş sözleşmesinden yararlanması sağlanmalıdır.
Değerli kardeşlerim;
50 yıla yakın süredir Türkiye’de uygulanan neo-liberal politikalar; özelleştirme, esnekleşme, güvencesiz çalışma ve taşeronlaşmayla sonuçlanmıştır.
Son dönemde; üretimin yerini ithalat almıştır.
Tarım da dönüme değil, ürüne destek verilmelidir.
İşsizlik artmış, gelir dağılımı bozulmuştur.
Vergi adaletsizliği sürmüş, çalışanların alım gücü düşmüştür.
İş kazaları sonucunda işçi ölümleri artmıştır.
Tüm bunlar işçilerin ve sendikaların karşı karşıya olduğu zorlukları ortaya koymaktadır.
Değerli arkadaşlar;
Yolumuz var gidemiyoruz, hastanemiz var tedavi olamıyoruz, köprümüz var geçemiyoruz, geçsek de para ödüyoruz, geçmesek de para ödüyoruz.
Değerli kardeşlerim;
Biz emekçiler olarak önlenebilir hastalıklardan ölmek istemiyoruz,
İş kazalarında can vermek istemiyoruz,
Değerli Kardeşlerim,
İş kazaları bizim kaderimiz değil, fıtratımızda da ölüm yok!!!
ülkemizde her gün 4 - 5 işçi iş kazası sonucu hayatını kaybetmektedir.
Değerli Emekçi Kardeşlerim,
Bu toprakların evlatları kanserden öldü, ölmeye de devam ediyor.
O zaman karşımıza geçip çay içtiler, siz de için “içiniz rahat olsun” dediler.
Biz içtik, başka çaremiz yoktu, kanserden öldük!!!
Onlar şimdi çayın en güzelini içiyorlar ama bugün Karadeniz’de nerdeyse her evde bir kanser hastası var,
Biz hastalarımıza şifa arıyoruz, onlar bize ilaç satma derdindeler!!! Yöremizin kanayan bu konusuna değinmeden geçmek istenmedim.
Çünkü hepimiz bir yakınımızı sevdiğimizi ne yazık ki kanserden kaybettik. Üzülerek söylüyorum ama hala bir onkoloji hastanesi bölgemiz de yok…
Değerli Emekçi Kardeşlerim,
Çocukların her türlü şiddetten korunmasını ve ülkemizde yaşanan kadın cinayetlerinin önlenmesini istiyoruz.
Çocukların çalıştırılmasındaki en büyük nedenlerden biri yoksulluk ve eğitimsizliktir.
Erken yaşta çalışmaya başlayan çocukların, kendi yaşıtları ile oynayıp, eğlenip, güven içinde öğrenimlerini sürdürmelerini istiyoruz.
Değerli arkadaşlar;
Kamu kurumlarındaki geçici işçilik uygulaması, güvencesiz istihdamın bir türüdür. Bu koşullarda çalıştırılan işçiler güvenceli şekilde istihdam edilmelidir.
Kayıtdışılık ülkemizin uzun soluklu ekonomik sorunlarından biridir ve hala devam etmektedir. Kayıtdışısorunu çözülmeli, herkes kayıt altına alınmalıdır.
Kıdem tazminatı işçiler bakımından vazgeçilmez ve tartışılmaz bir haktır. Buna el uzatılması, ortadan kaldırılması ya da daraltılması yönündeki talepler gündeme dahi getirilmemelidir.
Bütün Toplu İş Sözleşmelerde olduğu gibi şu an hali hazırda görüşülmekte olan Kamu Toplu İş Sözleşmelerinin Konfederasyonlarımızın teklifleri dikkate alınarak, herkese insanca yaşayacağı şekilde bir ücret verilmelidir.
İşsizliğin pençesindeki milyonlarca genç için istihdam alanları sağlanmalı, nitelikli eğitim ve meslek edindirme programları desteklenmelidir. Beyin göçü bu ülkenin geleceğini çalmamalı! Gençlerimizin umudu yurt dışında değil, kendi ülkesinde yeşermelidir.
TÜRK-İŞ olarak;
Bizler artık bu gidişe hep birlikte DUR diyoruz.
Biz sosyal adalet, eşitlik ve refah istiyoruz.
Biz tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır, yaşama koşulları ve sendikal haklar istiyoruz.
Biz özgürlükçü, adaletli barış içinde bir dünya ve ülke istiyoruz.
İşçiler, Emekçiler, Esnaflar, Emekliler, İşsizler, Yoksullar, Kadınlar, Gençler, Öğrenciler,
Güzel Yurdumuzun Emek ve Demokrasi Sevdalıları…
1 MAYIS BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ TÜM EMEKÇİLERE KUTLU OLSUN
YAŞASIN TÜRKİYE İŞÇİ SINIFI
YAŞASIN 1 MAYIS
YAŞASIN TÜRK-İŞ” ifadelerini kullandı.
Arakli Medya