Güncel:
'Doğu Karadeniz Kent ve Mimarlık Tartışmaları”
 

TMMOB Mimarlar Odası Trabzon Şubesi, Dünya Mimarlık Günü dolayısıyla ‘Doğu Karadeniz Kent ve Mimarlık Tartışmaları’ isimli bir panel düzenledi. Ortahisar Belediyesi Orhan Karakullukçu Salonu’nda düzenlenen panele, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık, TMMOB Mimarlar Odası Genel Başkanı Zeynep Eres Özdoğan, Ortahisar Belediye Başkan Yardımcıları Alper Öztürk ve Özer İskender, Mimarlar Odası Trabzon Şube Başkanı Serbülent Vural, Şehir Plancıları Odası Trabzon Şube Uğur Kasımoğlu, İnşaat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Mustafa Tiryaki, Makine Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Ufuk Bulut, akademisyenler, mimarlar ve Mimarlık Fakültesi öğrencileri katıldı.

BAŞKAN KAYA: “SONUÇ BİLDİRGESİNE GÖRE YOL HARİTAMIZI BELİRLEYECEĞİZ”

Panelin açılışında konuşan Başkan Ahmet Kaya, Dünya Mimarlar Günü’nü kutlayarak sözlerine başladı. “Çok güzel bir coğrafyada ve çok güzel bir şehirde yaşıyoruz. Ancak adına ‘proje’ dediğimiz bir takım uygulamalarla, bu güzel doğayı ve bu güzel yaşam alanlarını maalesef mahvettik” değerlendirmesini yapan Başkan Kaya, “Bu özeleştiriyi yapmak zorundayız. 16 aylık bir belediye başkanı olarak söylüyorum, binlerce yılda oluşan ve elbirliğiyle yok ettiğimiz bu güzel yaşam alanları ile kıyılara ilişkin bu acı duyguyu ifade etmek istiyorum. Bugün belki de bu kötü gidişe ‘dur’ diyecek bir toplantıyı gerçekleştireceğiz. Bu toplantının sonunda oluşturulacak yerel yönetimleri ilgilendiren sonuç bildirgesinin her satırını okuyup yol haritamızı ona göre belirlemek istiyoruz” dedi.

Üç oturumla süren panel, ‘Doğu Karadeniz’de Kırsal ve Kentsel Değişim/Dönüşüm’, ‘Kent, Kıyı ve Ulaşım’ ve ‘Afetler ve Çevre Sorunları’ başlıklarında akademisyenler, mimarlar, şehir plancıları, mühendisler ve sivil toplum temsilcilerinin yaptığı sunumlar ve ardından yapılan forumla devam etti.

 

Ankara Kent Konseyi Çevre ve İklim Meclisi Başkanı Araştırmacı Gazeteci-Yazar Ömer Şan panelde yaptığı konuşmada: “Solaklı Vadisi’nde 18 kilometrelik bir alan içerisinde 20’den fazla Hes projesi var.  Bu projeler tabii o zaman bakanlar diyordu ki bu projeler işte Hesler suyu uyutmuyor biri alıyor, biri bırakıyor dolayısıyla ekosistemden bağını kesiyorlar suyu yani ekosistemle bağını kestiğiniz zaman o suyun beslemiş olduğu oradaki topografik yapı bitkiler veyahut da diğer canlılar tamamen ortadan yok olmuş oluyor. O suyun türbinlere çarpıp dışarı çıkan suyun da yeniden hayat kazandırması ve hayat vermesi için 2 km serbest akış, serbest düşüş akması lazım dolayısıyla böyle bir şey olmadığı için oradaki hem sucul yaşam gitti şu anda alabalık tutulmuyor derelerde dolayısıyla burada yapılan hes projeleri çevreye çok yönlü zarar verdiği gibi yetkililerin beklediği ekonomik kazançta sağlanamadı.

9.9 megavatlık bir proje kuruluyor üretmesi gerektiği enerji o kadar ama dünyanın hiçbir yerinde %100 bu hidroelektrik alanında elektrik üreten bir kapasite yok kendi alanlarındaki üretimler %5 ler, %10’lar seviyesinde kaldı ama sonuçta burada devlet aynı fiyattan alım garantisi verdiği için firmaların herhangi bir zararı olmadı aynı zamanda bu projeler işte diğer uluslararası anlaşmalar gereği sera gazı salınım kapasitelerini uluslararası firmalara sattılar veyahut karbon piyasasına girdiler dolayısıyla bunun gibi bir sürü etkenler oldu onlar zarar etmedi ama kamu zarara uğratıldı hala uzatılıyor. Elektrik faturalarını kontrol ederseniz şu kadar çıktı da şu kadarını işte devlet sizin adınıza ödedi şu kadarını ödeyeceksiniz gibi bir sürü aldatmalar oluyor. Türkiye’nin ülkemizin enerjide dışa bağımlılıktan kurtulması için bu heslerin yapıldığını iddia ettiler. Bu hikayeler anlatılarak hesler yapıldı oysa baktığımız zaman Türkiye’de elektrik üretimine ilişkin bir açık yok fazla var o fazlalığı da işte Gürcistan gibi Bulgaristan gibi ülkelere sistemle beraber veriyoruz. Biz daha sonra alabileceğimiz şekilde yapılıyor veya bayilere ücretsiz gönderiliyor dolayısıyla bu çalışmalara baktığımız zaman suya sahip olma, suya hakim olma veya suya hakimiyet kurma önemli fakat bugün baktığımızda sularımızı da yabancı firmalara devretmiş oluyoruz dolayısıyla bu firmalar burada üretecek enerji firmaları yabancı olduğu için buradaki elektrik üretiminide yabancı firmalara devretmiş oluyoruz su kullanımlarını İsrailli firmalara Fransız firmalara İsveçli firmalara bunun gibi İspanyol firmalara devretmiş oluyorsunuz” dedi.



Arakli Medya
banner273
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

2 Bin yıllık kalenin tescili yok!

Haberi Oku