Güncel:
KORUMAKLA GÖREVLİ BAKANLIK NEREDE?
 Aslında "Çevre", "Şehircilik" ve "İklim Değişikliği" başlıkları birbirini desteklemesi gerekirken, pratikte çoğu zaman çatışıyor.                  

Çevre: Doğayı, suyu, havayı, canlı yaşamını korumak demek.

Şehircilik: Daha fazla yapılaşma, imar izni, inşaat ve betonlaşma demek.

İklim Değişikliği: Karbon salınımını azaltmak, doğayla uyumlu yaşam alanları kurmak demek.

Ama aynı bakanlık hem doğayı korumakla hem de inşaata izin vermekle sorumlu olunca, karar imzalayan kişi çoğu zaman çevreyi değil, "rantı ve inşaatı" öncelemek zorunda kalıyor. Yani koruma ve tahrip etme yetkisi aynı kalemde birleşiyor. Bu yüzden sık sık şu çelişkiler yaşanıyor. Bir tarafta dere yataklarına,kıyılara ormanlara, meralara tarım arazilerinin yapılaşmasına göz yumuluyor,sonra sel felaketlerinde çevreyi koruyamadıkları için açıklama yapılıyor.

Bir tarafta ormanlar "maden sahası" diye kesiliyor, diğer tarafta iklim değişikliği ile mücadele ediyoruz deniyor.

Bir yandan “sıfır atık” projeleri anlatılıyor, diğer yandan devasa beton projeler onaylanıyor.Aslında bu üç alanın ayrı kurumsal yapılar altında işlemesi gerekir. Aksi halde hem çevreyi hem insanı hem de geleceğimizi kaybetme riski büyüyor.Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı adı altında toplanan görevler, başlı başına bir çelişki ve ülkemiz için büyük bir çıkmazdır. Aynı kalemle hem çevreyi koruma, hem şehirleri betonlaştırma, hem de iklim değişikliği ile mücadele etme imzası atılmaktadır.

Bir yandan dere yatakları doldurulup beton bloklar dikiliyor, öte yandan sellerde can kayıpları yaşanınca “çevreyi koruyacağız” açıklamaları yapılıyor.

Bir yanda ormanlar ve tarım arazileri madencilik ve inşaat için talan ediliyor, diğer yanda “iklim değişikliğiyle mücadele ediyoruz” deniyor.

Soruyoruz; Hem beton döken hem doğayı koruyan aynı kişi olabilir mi?

Çevreyi korumakla yükümlü makamlar neden sürekli çevreyi yok eden yatırımlara kalkan oluyor.

Bu yapının adı çevreyi korumak değil, çevreyi teslim etmektir.

Bizler bu çelişkiye ve bu ikiyüzlülüğe itiraz ediyoruz. Çevre; rantın, imar baskısının ve siyasi hesapların gölgesine terk edilemez. İklim krizi kapımızdayken doğa, bürokratik oyunlara ve çıkar hesaplarına kurban edilemez.

Çevre ayrı bir bakanlık, şehircilik ayrı bir bakanlık, iklim değişikliği ise bilimsel ve bağımsız bir kurulun öncülüğünde yürütülmelidir. Aksi halde atılan her imza geleceğimizi yok eden bir mühürdür.

Derelerde, sahillerdemeralarda, toprak ve çevre kendi düzeniyle akıp gitmesi gerekirken, bugün rahat bırakılmıyor. Suyun rengini değiştirdiler, yatağın doğal konforunu bozup daralttılar. Peki, bu tablolar karşısında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nerede? Bol bol yazı yazıyor ve yazdığı yazının akıbetini sorgulanmıyor.

Aslında, onlar da kendi içlerinde haklılar(!). Çünkü ortada büyük bir çelişki var. Bir yandan çevreyi koruyacak,bir yandan çevreyi korurken inşaat faaliyetlerine göz kulak olacak, bir yandan da iklimi koruyacak.

Aynı koltuktan hem çevreyi korumak, hem inşaat sektörünü yönlendirmek, hem de iklim değişikliğine çözüm üretmek… Sizce bu mümkün mü?

Dereyi yatağında rahat bırakamayan, toprağın, suyun ve havanın hakkını gözetemeyen bir anlayış, kâğıt üzerinde görev tanımıyla övünse de fiiliyatta çevreyi değil çıkarı korur. Çelişkinin en büyük göstergesi de budur.Doğayı koruyacak olanla doğayı tahrip eden aynı makamdan yönetiliyor.

Doğa ise susmuyor. Rengi bozulan su, daraltılan dere yatağı, yok edilen yeşil alanlar bize gerçeği söylüyor.Çelişkinin bedelini önce çevre, sonra toplum ödüyor.

Derenin yatağı, denizin kumsalı, meranın otları, bizi doyuran toprağı ve bütün çevreyi insanların yaşam konforlarının artması için rahat bırakılmıyor! Suyun rengi bozuldu, yatağın doğal konforu yok edildi. Bu vahşet yaşanırken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nerede?

Biz artık süslü lafları değil, somut icraat istiyoruz!Çelişkilerinizin bedelini bu ülkenin insanı ve doğası ödemek zorunda değil!

Doğanın talanı karşısında susan her makam, bu suça ortaktır. Biz susmayacağız. Geleceğimizi de rant uğruna harcatmayacağız


                                    Cemil PEHLEVAN                                    

ŞUBE BAŞKANI



Arakli Medya
banner273
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

“TEK VÜCUT YÜRÜYELİM”

Haberi Oku