Ziyaretçi Defteri

Ad Soyad

E-Mail

Şehir

Yorum

Misafir Avatar
mesut dündar (İstanbul) 13 yıl önce

Bence güzel tasarım ve program olmuş

Misafir Avatar
didem bilgin (istanbul) 13 yıl önce

bence harika bir site.içinde faydalı bilgiler var.iyi ki üye olmuşum.şu an hem şaşırıyorum hem de gülüyorum.yani muhteşem.bazı yerler hariç

Misafir Avatar
İlhami Önder (Afyonkarahisar) 14 yıl önce

Yine maynet haberde okudum Yök başkanı beyefendi sanki yasamanını üzerinde imiş gibi türban konusunda açıklamalar yapabiliyor çok yazık bu memleketin hem ekmegini yiyeceksin hemde provakatörlük yapacaksın bundan mefeatin ne olacak 2011 seçimlerinde akeden adaymısın yoksa

Misafir Avatar
zihni sinir (İSTANBUL) 14 yıl önce

21yüzyılın en büyük şairiymiş…… Şiirleri akademi çevresinde, elden ele dolaşıyormuş… Şimdiden fanları bile oluşmuş…muş. Hadi bunları anladık ta, Dünya Edebiyatçılar Birliği tarafından nasıl olur da uluslar arası “ sır ” unvanı verirler…İşte bunu anlamak zor… Onlara sormak lazım, acaba şiirleri, böylesi bir uluslar arası ödülü, gerçekten hak ediyor mu? Diğer bir husus, bildiğim kadarıyla bu unvan, İngiltere’de egemenlerle tam bir uyum içinde olanlara verilir… Halk için yazdığını söyleyen biri için bu ödülü almak biraz tuhaf değil mi? Prof. Dr. Sinan Susam ( sokak şairlerini esirgeme derneği as başkanı ) ****************************************************************************************************************** Pırasa Gazetesi’nin 26.08.2009 tarihli “ Edebiyat Söyleşileri “ adlı yazısından alınmıştır. Onur Sezgin'den ' Tiyatral Şiirler ' 1.perde 2.kısım “ Gökkuşağı gibiydi ” Birinin bana “ Üstat! ” diye seslendiğini sandım Ve “ Efendim! ” diye yanıtladım onu Neden mi? Sonsuzluğu gördüm dün gece Saf ve tükenmeyen bir kaynaktan, Her türlü rengin bir araya geldiği Büyük bir gökkuşağı gibiydi Parlak olduğu kadar dingin Onur Sezgin 27.08.2009 1. perde 2. kısım “ 11 yaşındaki bir çocuktan - Kumarbaz babaya öfke ” Tanrı seni korusun, Aklı şaşmış ve bunamış babam, Sana böyle eziyet eden kemirgenlerden! Nedir bu halin? Lazım olur diye Sakladığım oyuncak tabancamla Vurdum işte bütün kumarbazları! Onur Sezgin 27.7.1977 1. Perde 2. kısım “ Küskünüm benim! ” Küskünüm benim! Ben ona böyle derdim çünkü Kabul ediyorum biraz hassas ve kırılgandı Küstürmüşüm onu… Ve bir gün… Kopardılar onu benden Makasın bileşen uçları, Kesip ayırdı kutsal saçı bedenimden Sonsuza kadar… Ve o zaman, onun (Seval’imin) Gözbebeklerinden şimşekler çaktı Ve karanlık gökyüzünden yağmurlar boşaldı Hiç bitmeyen… Varsın bu hava, bu su, Bu yeryüzü kargaşalığa düşsün İnsanlar, hayvanlar, kurtlar, kuşlar mahvolsun! Sonsuza değin lanetli olsun, Bu nefret edilesi gün En güzel, en çok sevdiğim varlığı Kapıp gittiği için Onur Sezgin 30.11.2008 2.perde 2.kısım ” Tam o anın koordinatları ” Işıksız bir yerde, Dört yanımda tehlike Labirentin tam ortasındayım Üstümde de garip bir ağırlık Bir ad veremiyorum buna Eğer çaresizlik demezsem, Ne diyebilirim bu duyguya Onur Sezgin 04.09.2009 1.perde 2.kısım “Anılar “ Nöbet tutma sırası, bana geldiğinde; Kaskatı buzlar, zincirleriyle Sımsıkı bağladılar ayaklarımı Hiç bir şey duymuyordum orada Durmadan esen poyrazın ulumasından başka Kızıl renkli sonbahar ağaçlarına bakıyordum Ölümden hiç korkmuyorlardı Tek Tanrılı dinlerin; Belli ki, onlara kazandırdıkları Ruhun ölümsüzlüğü umuduyla avunuyorlardı Onur Sezgin 09.08.2009 Aşk bitti Heyecan da öyle Evlilik bir ölümdür artık bu şekilde Oysa “ Heyecandı “ çok önceden Bize bu nikâh yeminini ettiren Bitti, hepsi bitti Onur Sezgin 3.08.2008 1.perde 2.kısım “2008 Türkiye'si” Üstü örtülü gerçekler, Bir bir açığa çıkıyor şimdi Doğanın yasaları, Gecenin karanlığına gizlenmişti ya, Tanrı “Edison doğsun” dedi Ve ışığa boğuldu her şey Onur Sezgin 23.11.2008 2.perde 2.kısım “ Yaş 45 “ Ayak tabanlarında oluşan her nasır; Bir acı verir insana Tüketilemeyen bazı arzulardan mı? Yoksa boşa çıkan umutlardan mı? Bilinmez ya, Ak düşmüş her saç telinin ardında Bir gözyaşı saklıdır Çıkmakla işlediği suça üzülüp ağlarcasına Onur Sezgin 21.07.2008 2. perde 1. kısım “ Metafizik Usulü Ayrılığın Koordinatları “ İkimiz de tek başına kaldık şimdi Ama ben, Daha büyük bir şehirde, Daha kalabalık bir caddede kayboldum Çevremi saran bu uğultu, Beni hiç bilmediğim bir yöne sürüklüyor Başımda hafif bir ağrı, Ayaklarım yorgun Pusulam kayıp! Onur Sezgin 8.12.2008 1. perde 2. kısım “ Bir Mutluluk Şarkısı “ Dünyayı bir su damlasının içinde görmek − Ne güzel! Ve bir kır çiçeğinde cenneti Zamanı kum saatinin içinde sıkıca tut! Bak, sonsuzluk ellerinde işte! Yaşlılık korkutmasın artık seni Açlık ve ölüm de İstersen güneşi verebilirim sana Eskiden bahçede oynadığım yerde Ama bana inanmadığını söyleme Ben bir mutluluk şarkısı yazdım Her çocuk dinleyip sevinsin diye Onur Sezgin 12.10.2008 1.perde 3.kısım “ Tragedya usulü sitem etmenin koordinatları ” Öfke ve hüzün, İçime işliyor Bir virüsün bedeni istila etmesi gibi Kader Tanrıçaları, beni işe yaramaz sandılar Böylece yanılarak hepsi Alın yazıma razı oldular Öyleyse gökyüzüne doğru çekmesinler ruhumu Sürünerek gitmeliyim ateşe Kısa bir yolculuk olmayacak zaten bu Yanarken alevler içinde, Bir tek aşağılık gözyaşı dökmeyeceğim Korkudan değil, acıdan kızaracak yüzüm, eğer kızarırsa Ey ruh, kül tanelerine dön; Akan bir derenin, bulanık sularına karış ki, Seni bir daha bulamasınlar Ve bu şekilde dağılsın Evrenin insafına kalmış o küçük parçacıklar. Onur Sezgin 02.09.2009 1.perde 2. kısım “ Soylu geçinenlerle alay etmenin koordinatları ” Benim oldukça eski ama soylu Ya da soysuz kanım, Nebula denen gaz kütlesinden beri Kurt ve kuşun kanatlarında mı? Uçup gitti yani? Buna şaşmamalıyız Namuslu doğa bizi aptal yarattıysa Daha çok destan yazar tarih kitaplarımız Onur Sezgin 11.12.2008 2.perde 1.kısım ” İltifat etmenin entelektüel koordinatları ” İnan ki, çok merak ediyorum, Senle ben ne yapardık Birlikte yaşamadan önce? Öyle denk gelmişiz ki… Bir pergelin iki ayağı gibi Bunu anlatabilmek için, Henüz cilalanmamış, pürüzlü dizeleri seçtim Konuşmaya en uygun, Düz yazıya en yakın olduğu için Onur Sezgin 26.08.2009 1.perde 2.kısım ”Arabesk bir aşk filminin koordinatları” Seni ateşe atsalar, ben yanmaz mıyım; Senin kalbin kırılsa, ben inim inim inlemez miyim? Sen sitem etsen, neşeden eser mi kalır bende? Biz bir bütünüz Zorluklar bizi ikiye böldüğü halde Onur Sezgin 29.08.2009 1. perde 2. kısım “ Bırakıp gitti işte beni ” Olympos dağının eteklerinde, Merdiven yıkardı harçlığı çıksın diye İşte ben böyle bir kızı sevdim Meğer Venüs bile kıskanırmış onu Geç uyandım Ve o gün Uçan bir kuşun kanatlarından nem kapmış Ya da sarhoş bir bulutun rüzgârına çarpmış Ne fark eder ki? Bırakıp gitti işte beni Yavaş yavaş gözlerini yumarak Bir daha açmamacasına hem de Şimdi yalnızca Rüyalarımda yeşeren o fidanın Küçücük yeşilini yağma eden kutsal keçiler, Duyun sesimi! Ey Olympos dağında yaşayan Tanrılar! Ya, hepten yok edin evreni Ya da bırakın sonsuza dek yaşasın âşıklar! Ve sen ay dede, karanlık gecelerime ışık tutan Silinip gitme unutuluşa Boşuna değil her gece yeniden uyanışın Onur Sezgin 21.02.2010 2.perde 2. kısım “ Ayrılış “ Otobüs durağında ağlıyor genç bir kadın Boyun atkısına gizlemiş Gözyaşının göz farına karıştığı yüzünü Üşümüş parmaklarını hohluyor Tek başına dönecek evine belki de Karanlık sokaklarda adım adım yürüyerek İlk adım ilk ayrılıştır Telefondaki o ayrılış Ilık akan bir gözyaşı Hayal kırıklığının ilk gözyaşlarıdır. Onur Sezgin 17.02.2010 1. perde 2. kısım “Okul Yılları” Bir sigara paketinin içine Şiir yazarken yakalandım Aldığım cezaya mı? Yoksa yazdıklarımın Fark edilmediklerine mi yanayım? “ Sigara sağlığa zararlıymış “ Öğrenmiş oldum Şimdiyse Yüksekten uçan Alçak gönüllü bir kartalın Beyaz kanatlarına yazdım Üstelik sesli harflerle Körler de bir parça okuyabilsin diye Onur Sezgin 25.02.2010

Misafir Avatar
mustafa g önder gündoğar (istanbul) 14 yıl önce

şeref malkoçun şevket kazanın önder savla görüşmelerini neden yadırgıyorki su ana kadar ağızlarında kaç kere milli görüş kelimesi çıktı önder sav türk vatandaşı değilmi arkadaş senin elinden tutan hocana kafa tutacaksın birde üzüldüm diyeceksin biz sizin yüzünğzden hergün üzülüyoruz