Sevgili Okurlar


Aslında bu makalenin içeriğini ulusal yayın yapan TV ve Radyo programlarında defalarca izah ettim. İzlememiş veya dinlememiş olabilmeniz ihtimaline karşı konuyu köşeme taşıyorum. Bu konu hakkında sizlerinde fikirlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.

Son dönemlerde basında zaman zaman gayrimenkul sektörü ile alakalı haberler ve programlar yer almakta. Ağırlıkla sorulan soru; Gayrimenkul sektöründe piyasaların durumu ve gayrimenkul almanın şu an tam zamanımı?

Bu tarz soruların sorulmasının sebebi ise bankaların birbirleriyle adeta yarış edercesine konut kredi faizlerini düşürmesinden kaynaklanmakta. Bu durumda satıcı şunu düşünüyor. Konut kredi faizlerinin düşmesi demek alımın kolaylaşması demektir ki buda talebi tetikler. Bu durumda bizde gayrimenkulümüzü en üst seviyeden satabiliriz. Buna şöyle bir örnekte getiriyorlar. 2005 – 2006 yılları gayrimenkul piyasasının altın yıllarından biriydi. Bu dönemde konut kredi faizleri 1.05’e kadar düşmüş ve piyasa üst seviyede hareketlenmişti. Talep artmış bu sayede satışlar maksimum seviyelerde gerçekleşmişti. O dönemde gayrimenkulünü ilk satanlar daha düşük oranlarda satmış sonradan satanlar ise daha çok gelir elde etmişlerdir. Bu sebeple şu anki kredi oranları da kısa vadede hazır 0.49lara kadar düşmüşken biz ilk satanlardan olmak yerine satışa koyduğumuz gayrimenkulümüz için maksimum değerini talep edelim ki kardan zarar etmeyelim.

Bu düşünce ilk bakışta düz mantıkla bakıldığında ne kadar doğru gözükse de aslında kazın ayağı öyle değil.

Peki ya nasıl!

Biliyorsunuz ki bir önceki kriz 2001 yılında koalisyon hükümeti zamanında yaşandı ve bu dönemin üzerinden 4 yıl geçtikten sonra konut kredi faiz oranları kademeli olarak düşmeye başladı. Tabi bu 4 yıllık sürede insanlar kriz kaynaklı yaralarını sardı, borçlarını ödedi ve konut kredileri de düşünce alıma geçildi. Peki ya şimdi ne oldu?

2008 – 2009 döneminde küresel bir kriz yaşandı. Öyle veya böyle ülkemizde az veya çok bu krizden nasibini aldı. Sonra piyasaya gelen güvenin neticesinde konut kredi faizleri düşüşe geçti. Peki, gayrimenkul piyasaları istenilen seviyede hareketlendi mi? Ne gezer.

Neden; Çünkü krizden etkilenenlerin borçlarını ödeyeceği, yaralarını saracağı hulasa nefes alabilecekleri bir zaman geçmedi ki piyasa istenilen seviyede hareketlensin. Siz gayrimenkul sahipleri yanlış hesap yaptınız.

İnsanların birinci derecedeki programları gayrimenkul almak değil, önce krizin yaralarını sarmak olacaktır. Hal böyle iken birde siz satışa çıkardığınız gayrimenkulünüz için maksimum seviyede fiyat talep ederseniz kilitlenmiş olan sektöre bir prangada siz vurmuş olursunuz ki çözebilene aşk olsun.

Öyleyse ne yapmalı? Gerçekten gayrimenkulünüzü satmak istiyorsanız değerinde bir fiyatla satışa sunun ki hem alım satım gerçekleşsin hem de piyasa hareketlensin. Yoksa az sayıdaki alıcı kitlesini de elinizden kaçırırsınız.

Not: Tv ve Radyo programlarını izlemek isteyenler www.medoemlak.com adresinde medya köşesi bölümünden izleyebilirler.
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
Dila Ersoy 16 yıl önce

Ülke ve dünya ekonomisinin durumu malum...eskiden en iyi yatırım ev olarak düşünüyorduk şimdi herşey değişti mi? sayın Öztürk

Misafir Avatar
Okur 16 yıl önce

Sayın Öztürk gayrimenkul sektöründeki durgunluğu çok iyi analiz etmişsiniz.Tabi fikirlerinize benim gibi alıcı konumundaki kitle iştirak ederken satıcı konumundakiler muhtemelen hem fikir olmayacaklardır ancak durumda ortada.Ya el birliğiyle orta yolu bulacağız veya biz alım kararımızı bir başka bahara ertelerken onlarda satış hayallerini gerçeğe çeviremeyecekler. Elinize ve gönlünüze sağlık.