Ankara\'da kritik dengeler ve Gül
Erdek’teki yasal süreçlerin sonucunun bekleniyor olması, hükümet-yargı-asker
üçgenindeki krizi dün daha fazla tırmandırmadı. Ama gidermedi de, deyim yerindeyse dondurdu.
İstanbul’daki süreç derken, emekli kuvvet komutanlarının sorgusunun başsavcı ve yardımcılarının sağlık sorunları nedeniyle dün de yapılamamış olmasından, Erdek’teki süreç derken de Başbakan Tayyip Erdoğan’a hakaret içeren bir askeri parola verilmesi soruşturması sonucunun açıklanmamış olmasını kastediyoruz.
Gözler bugün yapılması beklenen haftalık ‘devlet günü’ görüşmelerinde. Dün akşam
saatlerinde Köşk’ten gelen haber, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün hükümetin yargı ile arasındaki anlaşmazlığa müdahil olması ardından, askerle arasındaki anlaşmazlığa da
müdahil olduğunu gösteriyordu.
Önceki gün Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ve Danıştay Başkanı Mustafa Birden, dün de
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile görüşen
Gül, bugün Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile haftalık görüşmesini ayrı ayrı değil, birlikte yapacak.
Gerek Erdoğan, gerek Başbuğ’un buna itiraz etmemiş olması, ikisinin de böyle bir görüşmeden fayda beklediği şeklinde yorumlanabilir.
Toplantı hazırlıkları, istifa iddiaları
Erdoğan, İspanya dönüşünde evinde Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Adalet Bakanı Ergin ile bir toplantı yapmıştı. Toplantıda ana konu, Erdoğan’ın İspanya’ya ayrılmasının sabahında başlayan generaller operasyonuyla daha önce görülmemiş sayıda ve rütbede muvazzaf ve emekli subayın gözaltına alınması ve yine eşzamanlı olarak ortaya çıkan parola rahatsızlığının doğurduğu kriz ortamı idi.
Hükümet, askerle ortaya çıkan sorunların yargı boyutunu da hesaba katmak durumunda.
Başbuğ da Gül ve Erdoğan ile yapacağı bu toplantıya hazırlıklı olmalı. Ne de olsa önceki önceki gün Türkiye sathında görevli bütün dört yıldızlı general ve amirallerle toplanarak kitlesinin bazını tutmuş durumda.
Bu arada, önceki gün Başbuğ’un emriyle Ankara’da toplanan dört yıldızlı general ve amiraller de dün sorumlu oldukları birliklerinin başına döndü.
Son iki gündür Meclis’teki iktidar kulisleri başta olmak üzere yayılan ‘Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları istifa edecek’ söylentisinin halihazırda bir karşılığı olmadığı ortaya çıktı. O kadar ki, AK Parti Grup Başkan Vekili bu söylentiyi ‘Kara propaganda’ olarak kınama ihtiyacı duydu. Genelkurmay Başkanı ve heyetinin mevcut durumda yapmak isteyeceği son şey her halde istifa edip makamlarının hükümetin arzu ve ihtiyaçlarına göre doldurulmasını seyretmek olurdu.
Meclis kulisinde AK Parti aleyhinde kapatma davası açılacağı iddiaları da oldukça güncel bir konu.
Muhalefet oyun planını çözdü mü?
Dün öğle saatlerinde Ankara’da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın, ‘Fişleme sırası bizde’ diyen Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan ve ‘muhalifler kansız’ diyen Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş’un sözleri nedeniyle AK Parti’ye kapatma soruşturması açtığı haberleri yayıldı.
Bu haber akşam üzeri bizzat başsavcı tarafından yalanlandı: İnceleme söz konusuydu; ama bu zaten her parti için yapılıyordu.
Muhalefet partilerine bakılırsa, AK Parti’nin hem askerin, hem de yargıyla sorunlarının altında bir oyun planı yatıyor.
CHP lideri Deniz Baykal’ın önceki gün Meclis grubuna hitabında ‘hır çıkarıp dayak
yeyince ağlayacak. Sakın kavgaya dahil olmayın’ demesinin, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin
‘kışkırtıcı beyanlardan’, en azından hemen gidilmesini istediği bir seçime dek kaçınılmasını istemesinde bu anlayışın izleri bulunuyor.
Muhalefet cephesi, AK Parti yönetiminin ya askerden muhtıra sayılacak yeni bir siyasi nitelikte beyan, ya YC Başsavcılığı’ndan yeni bir kapatma davası, ya da tercihan her ikisini birden sağlama alıp, bunu derhal erken seçime gitme gerekçesi yapacağına inanıyor. Bu anlayışın altında da, AK Parti’nin -2007’de başarıya ulaştığı şekilde- mağdur edilen ve engellenen demokrasi şampiyonu olarak gideceği bir seçimde inişe geçen profilini toplayabileceği inancı yatıyor; muhalefet cephesinden bakıldığında.
Gül, bu kritik dengelerin sükûn bulmasında nasıl bir paya sahip olacak? Onu birlikte göreceğiz.

