Bizim apartmanın, içerden ve dışardan açmaya kaldığında, halterci gücü isteyen ağır mı ağır giriş kapısının camı üstüne, bir “uyarı yazısı” yapıştırılmış:
“Dikkat!
Zemin kaygandır.”
* * *
Bir çift asansöre doğru giden 2 basamaklı antrenin, açılır-kapanır yaylı kapılarıyla rüzgârlıklarını kaldırıp, mermer taşlarını da bir güzel cilaladıklarından; öyle bir uyarı kâğıdı yapıştırma zorunluluğu doğmuş giriş kapısının camına:
- Dikkat! Zemin kaygandır.
* * *
Şimdi bir de dünkü gazetelerden birkaçının manşetlerine bakalım.
Milliyet’in manşeti:
“TOPLUM KARPUZ GİBİ BÖLÜNDÜ.”
Radikal’in manşeti:
“ ‘Etnik çatışma’ riski büyüyor, önlem şart
Tehlikeli tırmanış.”
Yeni Şafak’ın manşeti:
“GENÇ SUBAYLAR BALYOZCU’DAN RAHATSIZ.”
Zaman’ın manşeti:
“YAŞ’a kadar organize kaçış.”
* * *
Mümkün olsa da, Türkiye’de yaşayan 28 yaşından küçük 40 milyon gence ve çocuğa; bizim apartmanın giriş kapısındaki uyarı yapılabilse:
“Dikkat!
Zemin kaygandır.”
* * *
Ne yazık ki o gençler ve çocuklar da; 20-25 yıl süreceğe benzeyen çalkantılı bir dönemin sıkıntılarını çekmeye aday görünmekte...
Şu sırada kendileri ve aileleri farkında olmasalar bile.
* * *
Genç dostlarla karşılaştığımızda, karşılıklı eğlendiğimiz de çok olur.
Bendenizin en yeğlediği takılma, akla gelmedik konular ve sorular üstüne olur genellikle:
-Türkiye’de ilk siyasal nutku, acaba kim söyledi, türünden...
* * *
Gençlerle sohbet, biraz daha renklendirilmek istendiğinde; yanıtsız kalmaya mahkûm, şöyle bir soru da atılabilir ortaya:
-Acaba dün gece kaç milyon kadın hamile kaldı?
* * *
Nasırlaşmış klişeleri, biraz olsun fiskeleyici ve gıdıklayıcı; eğlenceli bir seksektir, akla gelmedik konu ve sorularla dalgasına vakit geçirmek.
* * *
Örneğin İstanbul semtlerine adlarını vermiş “Paşalar” kimlerdi?
Mahmut Paşa kimdi, Bayram Paşa kimdi, Gedik Paşa kimdi, Koca Mustafa Paşa kimdi, Kasım Paşa kimdi, Haydar Paşa kimdi?
* * *
Oturdukları semt ve sokak adlarının kökenini merak edenler, kaygan bir zeminde yaşıyor olsalar da; ola ki, daha sağlamca dururlar kıç üstü yere düşenler arasında...
“Gerçeği merak”, bazen yararlı bir koltuk değneğidir de...
* * *
Yüzlerce yıl boyunca kim bilir kaç milyon, hatta milyar insan gelip geçti Mahmutpaşa semtiyle çarşısından.
Kaç kişi merak etti ki, Mahmut Paşa’nın kim olduğunu?
* * *
1453’te Fatih II. Sultan Mehmet’in İstanbul’u zaptından ve Sadrazam Çandarlı Halil Paşa’nın idamından 3 yıl sonra, Mahmut Paşa getirilmişti Sadrazamlığa.
* * *
Mahmut Paşa, aynı zamanda Fatih II. Sultan Mehmet’in bacanağıydı da...
Fatih’in çok yakın dostu olan Zaganos Paşa’nın 2 kızından birini Fatih, ötekini de Mahmut Paşa almıştı.
* * *
Ve de efendim, Sadrazam Mahmut Paşa seferdeyken, Fatih’in genç yaşta ölen oğlu Şehzade Mustafa, ırzına geçmişti Mahmut Paşa’nın karısının.
* * *
Mahmut Paşa, karısını hemen boşamaya kalkmıştı.
Fatih Sultan Mehmet, engel olmuştu buna.
* * *
Sadrazam Mahmut Paşa, Otlukbeli Savaşı’nda Uzun Hasan’ı İran içlerine kadar kovalamadığından ötürü sadrazamlıktan azledildi.
O sırada da Şehzade Mustafa ölmüştü.
* * *
Mahmut Paşa, Fatih’e başsağlığı dilemek için İstanbul’a geldi.
Ancak kendisinin bir yığın da rakibi ve düşmanı vardı. Onlar Mahmut Paşa’nın, yeniden sadrazam olmasından korkuyorlardı.
* * *
Fatih Sultan Mehmet’e, Mahmut Paşa gammazlandı durdu:
-Efendim Mahmut Paşa, Şehzade Mustafa’nın ölümünden çok mutlu, keyfinden uçuyor...
Falan dendi.
* * *
Fatih de, Mahmut Paşa’nın bulunduğu yerlere özel hafiyeler gönderdi.
Paşa’nın beyaz giysiler içinde satranç oynayarak, zevk-ü sefa içinde yaşadığı haberleri ulaştı Fatih’e.
* * *
Ve de efendim, Mahmut Paşa hemen tutuklanarak Yedikule zindanına tıkıldı, sonra da boğularak idam edildi.
Cenazesi de, Mahmutpaşa Camii’nde yıkandı.
* * *
Yüzlerce yıl içinde kim bilir kaç milyon, hatta kaç milyar insan geldi geçti, yaşadı Mahmutpaşa’da...
Acaba kaçı merak etti Mahmut Paşa’nın kimliğini ve özgeçmişini?
* * *
Şayet bilseler, belki bilincine de varırlardı nasıl ve neden kaygan bir ortamda yaşadıklarının...
* * *
Genç dostlarla, bu tür akla gelmeyen konulardan söz açmak da, fena olmuyor doğrusu.
* * **
Bizim apartmanın giriş kapısı camına yapıştırılmış uyarı da, sanki gündemin özeti gibi:
“Dikkat!
Zemin kaygandır.”
* * *
Çünkü boncuk arayanlar var, kim bilir kimlerin nesinde?..
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×