İsrail, 30 Mart 1976'da ülkenin kuzeyindeki Celile bölgesinde yaşayan Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koydu. Kısa adı PSC olan Filistin İstatistik Merkezinin Mart 2018'teki verilerine göre İsrail, Filistin topraklarının yüzde 87'ine el koymuş durumda. Filistinliler kendi vatanlarının sadece yüzde 13'ünü ancak kullanabiliyor.
İsrail 1948 yılından buyana işgal etmiş olduğu veya bir başka ifadeyle gasp etmiş olduğu Filistin topraklarında bu zamana kadar milyonlarca insanı evinden yurdundan etmiş, bir o kadar insanı da sebepsiz yere hunharca katletmiştir.
Dünyadaki insan hakları kuruluşları da ne acıdır ki Filistin’lilere yapılan bu zulme ya sessiz kalıyorlar ya da bir satırlık kınama açıklamalarıyla “dostlar alışverişte görsün” misali kınama mesajları yayınlayıp sözde vicdan edebiyatı yapıyorlar.
Dünyadaki huzursuzluğun temelinde Yahudiliğe mensup radikal grupların kendilerinin dışında kalan insanlara köle nazarıyla bakmaları, diğer insanları ikinci veya üçüncü sınıf insan muamelesi yapmalarından kaynaklanmaktadır.
Ülkemiz, terörle mücadele ederken teröristlerin imdat çığlıklarına emperyalist ve Siyonist kâfirler “endişelerini” sunarken, ne yazık ki İsrail askerlerinin ve polisinin yaptığı vahşete ve Filistinli mazlumların yardım çığlıklarına karşılık insan hakları kuruluşları üç maymunu oynamaya devam ediyorlar.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek ne diyor;
Yıkılasın İsrail enkazını göreyim!
Sana ülke diyenin, yüzüne tüküreyim!
Rahmetlik Erbakan dediği gibi “Bir gün gelecek İsrail'e öyle bir tokat atacağız ki hayatı gözünün önünden GAZZE şeridi gibi geçecek.” dediği zaman sanırım bu zamandır.
Kola şişelerini alıp Taksim’de ve Kızılay’da meydana boşaltmakla ve yahut sosyal medya üzerinden #teroristisrail yazarak İsrail kahrolmaz kardeşim, adam öyle bir sistem yerleştirmiş ki ülkende, anlatmaya kalksam bu satırlar yetmez.
En basıt örneği; Ülkende kola fabrikası açıyor, senin yüz binlerce işsiz gencini bu fabrikasında çalıştırıyor. Şimdi sen bu fabrikaları kapatabilir misin? Hayır! Pekâlâ, kola alıp meydana döksen protesto etmiş olur musun? Hayır! Çünkü sonuçta bunu alırken baştan parasını ödüyorsun.
O zaman ne yapacaksın? O zaman sana senelerdir “balık tutmasını değil, yemesini öğreten” bu sistemden sıyrılacak, “ülkemi nasıl kalkındırabilirimin?” hesaplarını ve planlarını yapacaksın!
Filistinlilere yapılan ; "şiddeti dua ederek durduramazsınız…” “Dünyayı değiştirecek olan dua değil eylemdir…” Dünyadaki adaletsizliğe dur diyebilmek için, bu zulme engel olabilmek için herkes artık elini taşın altına koymalı, sorumluluk almaktan kaçınmamalıdır.
Aklıma gelmişken bir soru sormak istiyorum insan hakları savunucularına; “Ne oldu? Filistin’de İsrail’in yaptıklarına niye sesiniz çıkmıyor?
Zulme uğrayanlar mı sizden değil, yoksa zulmedenler mi sizden?”

