Dört yıl önce yine böyle mevsimin bahar olduğu bir zamandı. Kanser olduğunu duymuştuk. Annemle size geldik dışardaydın sen eve geldin direk odana geçip girdin. Annen kimseyi görmek istemiyo demişti o zaman. Mutfağa su almak için giderken yatağın üstünde oturduğunu gördüm orda bir göz göze gelmiştik. Belki üç saniyeydi belki beş belki de daha az kim bilir.. O kadar çok şey anlatmıştı ki bana o bakış.. O kadar çaresiz o kadar umutsuz o kadar mutsuzdu ki o bakış.. Ölmek istemiyorum diye bağırıyodu sanki bütün vücudun.. Boğazım düğüm düğüm oldu seni öyle görünce.. Günler aylar yıllar geçti aradan.. Biz çoğu gün saçma sapan şeylere üzülüp ağladık.. Aşk acısı çektik ağladık sanki dünyanın sonuymuş gibi.. Yağmur yağdı ağladık.. Güneşten yandık yine ağladık insanoğluyuz ya biz saçma sapan her şeye ağladık.. Hayaller kurduk her gece yatmadan onlar yıkıldı ağladık.. Hayal kırıklıklarımıza ağladık.. Güvendiğimiz ama boşa çıkan ne varsa hepsine ağladık.. Tutunduğumuz ama bizi bırakıp giden her şey için ağladık biz Evrim.. Başını gece yastığa koyduğunda sağlıklı olduğunu bilmek belki de Dünya'nın en güzel şeyidir de biz bunu fark edemedik hiç.. Sen dört yıl boyunca yastığa başını nasıl koydun.. Ya da koyabildin mi rahat rahat.. Hiçbir şey düşünmeden.. Kafana takmadan.. Biz o yastığa başımızı koyduğumuzda bütün hayal alemlerini gezerken sen bir tane güzel hayal kurabildin mi.. Hani hayaller tutardı bizi hayatta.. Hani onlar mutlu ederdi bizi.. Hani onlar yarınlarımıza ışık olurdu.. Sen öleceğini bile bile kuramadın belki de hiçbirini.. Gizli gizli ağladın.. Uyumak bile istemedin kim bilir yarına çıkma umudun yoktu içinde.. Geçen yıl yine bu zmanlar ne çok kızdırırdım seni. Elini uzatırdın parmaklarını sıkardım gülerdin 'bok yinenin kızı ne ağır elin var derdin' söz bi daha yapmıycam derdim ama yine yapardım.. Sen yine kızardın ama gülerdin hep..Sor ki şimdi yapar mısn uyanıp geri dönsen bile kıyamazdım o küçücük kalmış ellerine.. Eriyip küçücük kalmış bedenine.. Adın gibi evrim geçirip mi bırakıp gidecektin sen bizi..Kimseyi görmek istememen de bu yüzden miydi sahi.. 'Ben uzun bir yolculuğa gidicem yarın anne 'derken bu kadar ciddi miydin gerçekten.. Biz inanmamıştık hiç öleceğine.. Hani bir umuttur olur ya hep o umut vardı yüreklerimizde.. Çok erkendi Evrim sen daha kaç kişinin düğününde oynacaktın biz gülüp eğlenecektin.. Gün gelecek hepimiz senin düğününde oynacaktık.. Annen nasıl ağlıyor şimdi 'damatlık giymeden mi ölecektin sen kara gözlü oğlum annem seni ben pamuklara sarıp uyuturdum sen nasıl yatarsın böyle' 'affet bni oğlum iyi bakamadım ben sana.. Bir annedir o sadece her evladı için ayrı ayrı kırk mum yanar yüreğinde.. Bir evladı öldüğünde kırk mumdan her gün bir mum söner.. Sönen her mumda biraz daha hafifler acı ama son kalan mum hiç sönmez ömür boyu yanar o,sen annene sönmeyen dinmeyen bir acı bırakıp gittin Evrim.. Sen hepimizi ağlatıp gittin.. Sen çoğu şeye hasret gittin bu dünyadan.. Şimdi kalk diye ağlıyoruz ya aslında biliyoruz kalkamıycanı.. Ama insanınız ya biz bir umut ya bu.. Beni de affet Evrim seni bakmaya gelemedim seni öyle acılar içinde görmeye yüreğim dayanmazdı.. Gelsem ağlardım seni de üzerdim.. Yine kızardın ama gülerdin biliyorum.. Seni o hep her şeye rağmen gülen gözlerin gülen güzel yüzünle hatırlıycam.. Işıklar içinde uyu güzel insan.. Mekanın cennet olsun Evrim'imiz..Unutulmayacaksın..